İslam Dini hakkında ilginç bilgiler

- İslam üç büyük dinden biridir. İslam’ı uygulayan kişiye Müslüman adı verilir. “İslami” sıfatı genellikle insanlara değil eserlere, nesnelere ve yerlere atıfta bulunur.
- İslam, “huzur”, “güvenlik” ve “teslim olma” anlamına gelen Arapça bir kelimedir. Müslüman, “Allah’a huzur içinde teslim olan kişi” anlamına gelir. Herhangi bir ırktan herkes Müslüman olabilir; Başka bir deyişle, “Müslüman” tanımı belirli bir ırka gönderme yapmaz.
- Hıristiyanlıktan sonra İslam ikinci en büyük inanç topluluğudur.
- Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi, İslam da Ortadoğu’da doğmuştur.
- Hz. Muhammed’in 622’de hicret etmesi İslam’ın yükselişinin başlangıcıdır. Ayrıca İslami ya da Hicri takviminin başlangıcını da işaret eder.
- Hz. Muhammed ibn Abd Allah, Arabistanda (bugünkü Suudi Arabistan) Mekke’de 570 yılında doğdu ve 8 Haziran 632’de Medine’devefat etti. Allah’tan ilk vahyi 40 yaşındayken almıştır.
- Bir Müslüman olarak değerlendirilmek için sahip olması gereken temel inançlar yani imanın şartları1) Allah’a inanmak 2) Allah’ın bütün peygamberlerine inanmak; 3) Peygamberler Hz. Musa, Hz. Davut, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’e indirilen orijinal kitaplara inanmak 4) Meleklere inanmak 5) Kıyamet Günü ve Ahiret hayatına inanmak 6) Kader, hayır ve Şerrin Allah’tan geldiğine inanmak.
- İslam’ın Altın Çağı genel olarak 8-13. Yüzyılda Abbasi Halifeliği’nin yükselişiyle gelirginleşti. Abbasiler, Kuran’ın “alimlerin mürekkebi şehit kanından daha kutsaldır” ayetinden etkilenmiştir. Bu dönemde Arap dünyası, bilim, astronomi, kimya, fizik, matematik, felsefe, tıp ve eğitim konularında entelektüel bir merkez haline gelmiştir.
- Dünya nüfusunun yaklaşık 1 / 5’i yani yaklaşık olarak 1,6 milyar kişi Müslümandır. Doğum ve din değiştirerek İslamiyet’i seçme oranları bakımından, İslam bugün dünyada en hızlı büyüyen din olarak kabul edilmektedir.
- Nüfusunun % 95’inden fazlasının Müslüman olduğu 25 ülke vardır.
- Müslümanların çoğu zaman Arap dünyası ile ilişkili olsa da, Müslümanların % 15’inden azı Araplardan oluşmaktadır. Müslümanlar neredeyse tüm etnik gruplar, milletler ve ülkeler arasında bulunmaktadır.
- Abbasiler, Bağdat’ta, hem Müslüman hem de gayrimüslim akademisyenlere ait bilimsel bilgileri Arapçaya çevirdikleri, 9.-13. yüzyıllarda faaliyet gösteren Bilgelik Evi (Beyt’ül Hikmet) ni kurmuştur. Zaman içerisinde başka türlü kaybolabilecek bir çok eski eser Arapça ve Farsça olarak korunmuş ve daha sonra Türkçe, İbranice ve Latince’ye çevrilmiştir. Burada, bilim adamları, Roma, Çin, Fars, Mısır, Yunan, Bizans ve Fenike uygarlıklarından edindikleri bilgileri sentezlemiş ve önemli ölçüde ilerlemişlerdir.
- Müslüman bilim adamları İbn Rüşd ve İbn Sina, fikirleri daha sonra hem Hıristiyan hem de Müslüman dünyalarına egemen olacak olan Aristoteles’in eserlerini çevirmekten ve korumaktan sorumluydular.
- İslam dünyasından çıkan icatlar arasında sitrik asit (Jābir ibn Hayyān), arabesk mimarisi, minare, köprü değirmeni (Su değirmeni), düşey akslı yel değirmeni, tıp öğretim ve araştırma hastaneleri, yürüyüş bandosu, ilk torpidolar, gitar, lâvta, nargile, planörle uçma, cebir, iğne deliği kamera, kırılma yasaları, kahve ve daha fazlası için ilk girişimler yer almaktadır.
- 965 yılında doğan Müslüman alim İbn-i Heysem (Ibn al-Haytham veya Alhazen), bilimsel yöntemi formüle etmiş ve “dünyanın ilk gerçek bilimcisi” olarak anılmıştır. Ayrıca, genellikle ilk teorik fizikçi olarak da kabul edilmektedir. Ek olarak, Kopernik, Galileo, Kepler ve Newton gibi Avrupalıların nihai çalışmalarına yol açan gök mekaniği (gök cisimlerinin hareketlerini inceleyen gökbilim dalı) geliştirmiştir.
- Cebir (Algebra) kelimesi Arapça al-jabr’dan gelemktedir.
- Üniversitelerde mezunlar ve lisans öğrencileri arasındaki ayrım dahil olmak üzere pek çok akademik gelenek, Kahire’deki İslam Üniversitesi El-Ezher Üniversitesi’nde başladı. Üniversite, 10. yüzyılda kuruldu ve felsefi ve teorik öğrenimi ile ünlüdür.
- Bir çok Müslüman ülkede bir kadın, evlendikten sonra kocasının soyadını almak yerine, kendi aile ismini yani kızlık soyadını kullanmayı sürdürür. Bu sembolik eylem, kadının kendi geçerli kimliği ile kendi kişiliğini sürdürdüğünü vurgular.
- Batı’da Avicenna olarak bilinen İbn Sina (980-1037) gibi bilim adamları, eski Yunanlıların hem tıp hem de felsefe alanındaki çalışmalarını geliştirdiler. Hıristiyanlar haçlı seferleri sırasında Müslüman dünyasıyla temas ettiğinde, Avrupa Rönesansı kıvılcımının çıkmasına yardımcı olan İslam Bilimi’ni Avrupa’ya taşıdılar.
- İslami astronomi Orta Çağ döneminde oldukça ilerledi. Astronomi Müslümanlar için oldukça önemliydi, çünkü Kabe’nin bulunduğu Mekke yönünü bulmak için kullanıldı. Böylece insanlar namaz kılarken veya dua ederken ne tarafa yöneleceklerini bulabiliyorlardı. İslami astronomi, batı dünyasının hala Müslüman inovasyonlarından nasıl etkilendiğinin bir örneğidir.
- İslam dünyası, kendi ilaçlarını yapan ve hekimlerle yakından çalışan ilk yetenekli, özel eğitimli eczacıları yetiştirmiştir.
- 13. yüzyılda İslam bilim dünyası, Avrupa’da yaklaşık 400 yıl sonra keşfedilen kan dolaşımını tarif etmiştir.1242’de, Arap doktor İbn Nefis (İbn al-Nafis), dolaşım fizyolojisinin babası olarak kabul edildiği pulmoner dolaşım sürecini doğru bir şekilde tanımlayan ilk kişi oldu.
- Bir ünlü hadis “Allah güzeldir ve güzelliği sever” demektedir. Güzellik her zaman Müslümanlar için çok önemli olmuştur ve mimarlık, kaligrafi, resim, tekstil, metal işleri ve seramik gibi görsel sanatlardaki gelişmeler her devirde önemli olmuştur. Bununla birlikte, putperestliğe karşı katı yasalar nedeniyle, geleneksel İslam sanatı insan ya da hayvan imajlarından kaçınmıştır.
- Kuran, Müslümanlar ve gayrimüslimler arasında hoşgörü bulunması gerektiğini vurgular. Yahudiler ve Hıristiyanlar — Müslümanlar gibi, Tek Tanrı’ya inananlar – Kuran’da özel saygı duyulan insanlardır. İslam zorla din değişikliğini savunmamaktadır. İslam hoşgörü dinidir.
- Bir erkeğin ya da bir kadının kanının akması, bir müslümanı namazdan ve oruçtan muaf olmasını gerektirir. Bu sadece bir sağlık önlemi değildir, aynı zamanda kanın varlığı da abdestin ihlali olarak kabul edilir. Kanaması olan kişi değil, sadece kanın kendisi kirli olarak kabul edilir.
- Dünya’da en fazla Müslüman Endonezya’da (120 milyon) yaşamaktadır, Endonezya’yı Pakistan, Hindistan ve Bangladeş takip etmektedir.
- Müslümanlar İslam’ı sadece bir din olarak tanımlamaz. Daha doğrusu, Arapça’dan gelen “Din” kelimesinin anlamı “yaşam biçimi” dir. Müslümanlar, İslam’ın bir dini inançtan daha fazlası olduğuna inanmaktadır – İslam kişinin dini inançlarına uygun bir yaşam biçimidir.
- Müslümanlar, Allah’ın doğal yasasını izleyen dünyadaki her şeyin “müslüman” olduğuna inanırlar.
- İslam, aynı peygamberlerin, inançların ve tarihi değerlerin çoğunu Hıristiyanlık ve Yahudilik ile paylaşan üç İbrahimi inancından biridir.
- Müslümanlar, İslâm’ın ya da Allah’a huzurla teslimiyetin İbrahim’in mesajı olduğuna ve dolayısıyla İslam’ın teknik olarak Hz. Muhammed’ten (M.S. 7. Yüzyıl) önce yaşamış olan İbrahim’e geri döndüğüne inanmaktadır.
- İslam imparatorluğu (Endülüs Emevî Devleti) bir zamanlar özellikle İspanya ve Balkanlar’da modern günümüz Avrupa’sına uzanıyordu. Bugün, Avrupa’da yaklaşık 12-20 milyon arasında Müslüman yaşamaktadır.
- Orta Çağ’da, ticarette İslam Dünyası’nın iki büyük avantajı vardı: 1) çok çeşitli temasları vardı, bu yüzden Afrika altınından Çin porselenine, Avrupa’nın kehribar ve kürklerine kadar her şey ile ilgili ticaret yapabiliyorlardı ve 2) Müslüman zanaat işçileri çok yetenekliydi. Bu sayede mallarına her zaman hazır bir pazar buluyorlardı. Müslüman tüccarlar olmadan, Avrupalılar pirinç, şeker ya da kahveye ulaşamazlardı.
- Eski Yugoslavya’da, 1990’ların ortasındaki yaygın etnik temizlik politikasının bir parçası olarak 200 binden fazla Bosnalı Müslüman öldürüldü.
- Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 5–8 milyon arasında Müslüman yaşıyor ve 1200’den fazla cami vardır. Müslümanlar, son iki yüz yıldır Amerika’daki kültürel manzaranın bir parçası olmuştur.
- Hz İsa’nın annesi Meryem, İslâm’ın önde gelen isimlerinden biridir ve Kur’an’da adıyla anılan tek kadındır. Kuran’da, Yeni Ahit’e göre daha çok kez Meryem’den bahsedilir ve onun hakkında daha fazla biyografik bilgi Kur’an’da bulunmaktadır.
- Çoğu tarihçi, Columbus’un (Kristof Kolomb) Amerika’yı “keşfeden” ilk kişi olmadığını ve Batı Afrika’dan gelen Müslümanlar da dahil olmak üzere bir çok kaşifin Kolomb’dan birkaç yüzyıl önce Amerika’ya geldiğini kabul etmiş durumdadır. Aslında, Columbus tarihi keşif yolculuklarını yaptığında, 12. yüzyıl Müslüman coğrafya alimi, gezgin ve haritacı Muhammed İdrisi (El-İdrisi)’nin harita ve coğrafya çalışmalarını kullanmıştır.
- ABD’de inşa edilen ilk cami, 1934’te Cedar Rapids’de inşa edilen “Mother Mosque of America” (Amerika Ana Camii) idi. Bugün hala ibadet için kullanılmaktadır.
- Amerika Birleşik Devletleri’nde, Müslümanların yaklaşık % 30’u Afrikalı-Amerikalı, % 33’ü ise Hintli, Pakistanlı ya da Afgan göçmenlerden oluşan Güney-Orta Asyalılardır. Arap kökenli Müslümanlar yaklaşık % 25, Afrika kıtasından gelen göçmenler ise % 5 veya daha fazladır. Ayrıca, İranlı, Türk, Güneydoğu Asya ve Avrupa kökenli Amerikalı Müslüman büyük gruplar da bulunmaktadır. Amerikan Müslümanlarının % 17 ila % 30’u din değitirip İsalmiyet’i seçenlerdir ve bunların yaklaşık 2 / 3’ü Afrikalı-Amerikalılardır.
- Müslümanların büyük çoğunluğu ana dili olarak Arapça konuşmuyorlar ve çoğu Müslüman Arap değildir.
- Arabistan’da İslam öncesi döneme genellikle “cehalet günleri” anlamına gelen Cehiliyye denir. İslamiyet öncesinde Arap Yarımadası’nın ana dini putperestliktir.
- Arapça’da Mekke, Müslümanlara göre, Hâcer ve oğlu İsmail’i besleyen bir baharın yaşandığı yer olan “bir tas su içilen yer” anlamına gelir. İbrahim daha sonra oğlu İsmail’i ziyaret etmek için geri döndüğünde, taş bir yapı inşa ettiler ve onu “Allah”a ibadete adadılar. Bugün bina, Kâbe olarak bilinmektedir.
- Müslümanlar, orijinal ve değiştirilmemiş Tevrat’ı ve Allah’ın onları açıkladığı gibi orijinal İncil’i kabul eder; Ancak, orijinal metinlerinin hiçbiri bugün bütünüyle mevcut olmadığı için, Müslümanlar Allah’ın son ve korunmuş olanı olarak gördükleri kitabı yani Kuran takip ederler.
- Müslümanlar, insanlık tarihinde, Adem’le başlayıp Muhammed ile sona eren 124.000’den fazla peygamber bulunduğunu iddia ediyorlar. Kur’an’da ise sadece 25 peygamberin ismi yer almaktadır.
- Müslümanlar, vicdanlı kefarete (Vicdani kefaret peygamberin insanlığın yerini alarak günahın cezasını çekmesi fikridir) değil, kişisel sorumluluk yasasına inanırlar. Başka bir deyişle, İslam her bireyin kendi eylemlerinden sorumlu olduğunu öğretir. Kıyamet Günü’nde, Müslümanlar herkesin diriltileceğine ve her kelimeye, düşünceye ve eyleme karşı Allah’a hesap vereceğine inanırlar.
- Avrupa’da, Müslüman ticaret malları aranan bir statü sembolü idi. Arap tarzı, zenginlik ve güç, Gucci veya Nike logosu “swoosh” gibiydi.
- İslam’ın sözlü anlatım geleneği, kitlesel üretilen el yazısı edebiyatı için etkin bir araç haline geldi. Tek bir kişi kitabı okur ve onun okuduklarını aynı anda kopyalayan bir grup yazar birlikte çalışmaktadır. Bu sayede bir kitabın tek seferde 20 – 30 kopyası çıkmaktadır. Buna karşın, Avrupa, çok daha yavaş bir sistem kullanmıştır: rahipler kitapları tek tek kopyalamıştır.
- Gutenberg’in hareketli tip baskı makinesi yani matbaa (1450), Arapça el yazısı için uygun değildi ve matbaa sadece Müslümanlar tarafından yavaş yavaş benimsendi. Ancak, 1796’da Almanya’da litografi (Taş baskı) icat edildiğinde, resim yapmak için mürekkeple taş üzerine çizim yapan Müslümanlar, bu baskı yöntemini hemen kabul ettiler. Litografi çok sayıda Kur’ân ve Arapça gazete ve kitap kopyasını çıkarmak için el yazısının yerini aldı.
- İspanya’da 70’in üzerinde kütüphanesi bulunan bir Emevî (İslami hanedanı) şehri olan 10. yüzyıl Cordoba’da, saray kütüphanesi el yazmasıyla yazılmış 60.000’in üzerinde cilt kitaba sahipti. O zaman, Avrupa’nın en iyi Latin kütüphanesinin sadece 600 parşömen kitabı vardı.
- Çinliler, M.Ö 2. yüzyıl’dan önce kağıdı icat ettikten sonra, Müslümanlar kıtalararası bir ölçekte kâğıt üreten ilk kitle oldu ve kağıt bolluğuna bağlı bir kültür geliştirdiler. Kağıt fiyatları düştükçe, okuryazarlık arttı. Kitapçılar ve kütüphaneler her Müslüman şehrin ayrılmaz parçaları haline geldi.
- 15. yüzyıl Moğol komutanı ve hükümdar Timur sayfa başına yedi satırlık, zengin bir şekilde dekore edilmiş 1,5mx2m Kuran’ı Kerim yazdırdı.
- Müslüman halifeler, imparatorluğa hızlı bir şekilde mesaj göndermek ve almak için kuşların ayaklarına takılan ince, ultra hafif “kuş kağıdı” kullanmışlardır. Bu o günlerin e-postasıydı.
- Kâğıt kullanımındaki İslami ilerlemeler, bugün parşömen tomarı yerine kitap okumamızın başlıca nedenlerindendir.
- Bugün Batı dünyasının kullandığı rakamlar, Müslümanlar tarafından geliştirilmiştir.
- İncil’de (Tekvin 22: 1-2) Hz İbrahim oğlu İshak’ı kurban edecektir. Çoğu İslam alimi Allah’ın emrine (Kuran 37: 99-113) kurban edilecek oğulun İsmail olduğunu söylemektedir.
- Kur’an (Kur’an), Arapçada “ezberden okuma, ezberlenen parça, anlatma veya nakletme” anlamlarını taşır.
- Müslümanlar, Kuran’ın, Tevrat’ın ve İncil’in, cennette bulunan Arapça yazılmış bir tablete dayandığına inanırlar.
- Müslümanlar, aşiret, etnik ve ulusal kimliklerin üstünde dini bağ ile birleşmiş ümmet olarak bilinen, dünya çapında bir Müslüman cemaati üyeleridir.
- Müslümanlar iki büyük İslami bayramı kutlamaktadır. İlk Ramazan Bayramı ve ikincisi ise Kurban Bayramıdır.
- İslam’da Hıristiyanlıktaki gibi bir kilise hiyerarşisi ya da temsilci bir din adamı yoktur. Herhangi bir müslüman diğerlerine namaz kıldırabilir veya evlenmede nikah kıyabilir. Ancak, her caminin bir imamı vardır, imamların görevi vaaz vermek ve namazda cemaate öncülük etmektir.
- Hz. İsa Kur’an’da önemli bir figürdür. Hıristiyanlar gibi, Müslümanlar da Tanrı’nın ruhuyla İsa’nın bakire Meryem’den doğduğu anlayışına inanırlar; Ancak Müslümanlar, İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olduğuna inanmazlar. Hz. İsa’da bir çok peygamberden biridir ve bir Müslüma’a göre Hz. Muhammed daha önemlidir. Müslümanlar için, Hıristiyanlıktaki Kutsal Üçleme kavramı bir çoktanrıcılık biçimidir ve İslamiyet’in ve diğer tek tanrılı dinlerin, tek tanrı anlayışına uymamaktadır.
- İslâm’da, Hristiyanlıkta (Roma Katolik, Metodist, Piskoposluk, Lutheran vb.) olduğu gibi mezhepler bulunmamakla birlikte, tüm inançlar gibi İslam’da da bölünmeler, tarikatlar ve düşünce okulları gelişmiştir.
- Muhammed’in ölümünden sonra, İslam iki ana kola, Sünniler (tüm Müslümanların % 85-90’ı) ve Şiiler (% 10-15) olarak ayrılmıştır. Haricîlik adında küçük ve radikal bir kol daha vardır. Bölünme, Hz. Muhammed’in ardından kimin başta olması gerektiği konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle gerçekleşmiştir.
- Sünniler dünyadaki Müslüman nüfusun % 87-90’ını oluşturuyor. Şii Müslümanlar ise yaklaşık % 10’dur.
- İslam Ulusu veya Siyah Müslüman Hareketi, Hıristiyanlığı “beyazların üstünlüğü” olarak görenlere karşılık olarak Amerika’da doğmuştur. Bu hareket, bazı temel inançlar ve tüm ırklar arasında eşitliği öğreten ana akım İslam’dan önemli ölçüde farklıdır.
- Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam – Hinduizm ve Budizm’in aksine – Adem, İbrahim ve Musa’nın Tanrı’sına ibadet eden tek tanrılı inançlardır. Tanrı’nın birliği, kutsal tarih, peygamberler, ilahi vahiy, melekler ve Şeytan ile ilgili ortak inançları paylaşırlar. Önemli vurgu ahlaki sorumluluk ve hesap verebilirlik, Kıyamet Günü ve sonsuz ödül ve ceza kavramlarına yapılmıştır. Her üçü de Tanrı ile özel bir antlaşmayı vurgulamaktadır – Musevilik için, Hz. Musa aracılığıyla; Hıristiyanlık için Hz. İsa aracılığla; ve İslam için Hz. Muhammed aracılığıyla.
- Müslüman olmak için, herhangi bir ırka ya da kültüre mensup bir kişi inancını belirten basit bir ifadeyi söylemelidir. Allah’ın tekilliğine ve Muhammed’in onun peygamberi olduğu inancına tanıklık ettiğini söylemelidir. Buna Kelime-i Şahadet denir.
- Kuran, “Dinde zorlama olmamalı” der ve Allah’ın bir değil bir çok ulus ve halk yarattığını ifade eder.
- Müslümanlar, gerçekleştirmeleri gereken beş eylem olduğuna inanmaktadırlar ve bunlar İslam’ın Beş Şartı olarak bilinir: 1) Kelime-i Şahadet getirmek (inanç beyanı), 2) Namaz Kılmak (günde beş kez ibadet etme görevi), 3) Zekat vermek (hayır yapmak), 4) Oruç tutmak (Ramazan ayında) ve 5) Hacca gitmek (Mekke’ye hac yapmak).
- İslam’da insanın kendisini ve çevresini temiz tutması önemlidir. Günde 5 kılınacak namazdan önce ellerin, ağız ve burnun, yüzün, kolların, baş ve boynun ense bölgesinin ve son olarak ayakların yıkanması ile abdest alınır. Ayrıca farzlar yerine getirilerek tüm vücudun yıkanması boy abdestidir. Bir çok ülkede Müslümanlar evlerini temizledikten sonra tatlı kokulu tütsüler yakarlar. Özel günlerde, konuklara gül suyu ikram edilir.
- İslam hukuku, gıda ve diğer ürünleri üç farklı türe ayırır: 1) Helal (izin verilen gıdalar), 2) Mekruh (yenebilir ancak hoş karşılanmayan yiyecekler) ve 3) Haram (domuz eti, etobur hayvanların etleri gibi yasak gıdalar), belirli peynir türleri ve alkol gibi bağımlılığa neden olan herhangi bir keyif verici madde)
- Allah’ın 99 ismi vardır. Her ismin El-Rahman “merhametli”; El Aziz, “güçlü”; ve El-Hafi “Koruyucu” gibi anlamları vardır.
- Muhammed Mekke’den ayrılarak ve 626 yılında Medine’ye gitmiştir. Bu olay Hicret olarak adlandırılır. Hicret, Müslüman takviminin başlangıç noktasını belirlemiş ve Hicri takvime göre yıllar bu olaydan sonra sayılmaya başlamıştır.
- İslami yıl veya Hicri takvime göre bir yıl, Batı dünyasında kullanılan Miladi takvimden 11 gün daha kısadır. Bunun nedeni, Miladi takvimde bir yıl için Dünya’nın Güneş etrafında bir dünüşü baz alınır. Hicri takvimde ise Ay’ın evreleri baz alınmaktadır.
- Belirli bir açıklama olmasa da Kuran alçakgönüllülüğü vurgular. Kadınların taktığı Peçe, Hz. Muhammed’in ölümünden sonra üç ya da dört kuşağa kadar İslam İmparatorluğu’nda yaygınlaşmamıştır. Başlangıçta bir statü sembolü olan peçe kadınları erkeklerden değil alt sınıflardan ayırmak için kullanılmıştır.
- Bazıları, kadınlara yönelik baskı için İslam’ı suçlarken, diğerleri bunu bir reform aracı olarak görüyor. Müslüman ülkelerdeki kadınların statüsü, ülkelerin kendileri kadar farklıdır. Kısıtlamalar genellikle İslam’dan değil, İslam’ın kimi zaman yanlış bir şekilde kullanılarak, bazılarını haklı kıldığı kültürel geleneklerden kaynaklanmaktadır.
- Yahudilikte olduğu gibi, hem gelenek hem de Hz. Muhammed’in örneğine göre İslam’da erkeklerin sünnet olması gereklidir. Sembolik olarak, sünnet, Allah’ın iradesine ve emirlerine boyun eğme sürecini ve insanın temel tutkularının yerine İslam’ın daha yüksek ruhsal gereksinimlerine boyun eğmesini temsil eder.
- Müslüman erkeklerin Hristiyan ya da Yahudi kadınlarla evlenmelerine izin verilir, çünkü bu kadınlar “Kitabın İnsanları” ya da ilahi vahiy olan kişilerdir. Ancak, Müslüman kadınlar sadece bir Müslümanla veya din değiştirerek İslam’ı seçen biriyle evlenmelidir.
- Hıristiyan Katolikliğinin aksine, evlilik bir kutsallık değil, İslam’da bir sözleşmedir. İslam, her zaman belirli koşullar altında boşanma hakkını kabul etmiştir.
- Namaz zamanı geldiğinde, bir müezzin, caminin üzerinde veya yanında bulunan bir minareden çağrı yapar ve buna Ezan denir. Müezzin ezan okurken dört pusula yönüne (kuzey, güney, doğu ve batı) de dönecek ve her seferinde kelime-i şahadeti ya da İslami inancını ilan edecektir. Müslümanları namaza ve kurtuluşa davet edecektir.
- İslam dünyasında köpeklerin, genellikle pis oldukları düşünüldüğü için evin içinde yaşamasına izin verilmez. Birçok Müslüman, eğer birisi bir köpeğin tükürüğü ile temas ederse, bu kişinin namazdan önce abdestini tekrar alması gerektiğine inanır.
- Cihad (çabalamak veya mücadele etmek) resmi bir statüye sahip olmamakla birlikte bazen İslam’ın altıncı direği olarak anılır. Cihad’ın anlamı tartışmalıdır, ancak çoğu araştırmacı 1) İradesini “daha büyük” bir cihad olan Tanrı’nın iradesine boyun eğmeye çalışan içsel bir mücadele ve 2) zulüm ve baskıya karşı fiziksel mücadele anlamına geldiği konusunda hemfikirdir. Bazı akademisyenler ise, iyi bir toplum inşa etme mücadelesi olan üçüncü bir anlam önermektedir.
- Cihad’ın “kutsal savaş” olarak çevrilmesi yanlıştır. Arapçada bu ifade “harbun muqaddasa” olarak geçmektedir ve ne Kuran’da ne de başka bir İslam edebiyatında cihad’ın “kutsal” savaşa anlamına gelen bir ifadesi geçmemektedir.
- İslam ve İslam hukuku sürekli olarak terörizmi kınamıştır.
- İslam’da Yahudilikte olduğu gibi, ilk kuzenler arasındaki evlilik oldukça yaygındır.
- İslam’da eşcinsellik anormal kabul edilir. Bazı ülkelerde İslam hukukuna göre bir suç olarak ele alınır ve cezalandırılabilir. bazı ülkelerde ise eşcinselliğe hoşgörü gösteriliyor, ancak eşcinseller yine de sosyal olarak toplumdan ayrılmaktadır. Bugün, bazı eşcinsel Müslümanlar kendi içinde yaşadıkları topluluklar içinde haklarının tanınması için eylemler yapmıştır.
- Müslüman bilim adamları, fetüsün canlandırması (ruhun infüzyonu – ruh üflenmesi) sonrasında (bazılarına göre döllenmeden sonra, bazılarına göre ise 120 günden sonra) kürtaj yapılmasını, cinayet olarak değerlendirilmesini ve cezalandırılması gerektiğini kabul etmektedirler. Annenin sağlığı söz konusu olduğunda ise kürtaj genellikle onaylanmaktadır.
- Kuran doğum kontrolünü ele almazken, birkaç hadis, cinsel birleşmeyi kesmek olarak belirtmektedir. Bununla birlikte, 21. yüzyıldaki ülemanın (Müslüman hukuku akademisyenleri) çoğunluğu, eşler kabul ettiği sürece geçici doğum kontrolüne izin verilebileceğine inanmaktadırlar.
- İslam konseyleri ve hukukçular, canlı bir donör için hiçbir tehlike oluşturmadığı ve ölen bir donöre saygı gösterildiği sürece, İslam’da organ bağışı ile ilgili bir sorun bulunmadığına karar vermişlerdir.
- Tarih boyunca Müslümanlar İslam hukukuyla İslami bir devlet yönetimine inanmışlardır.
- İkinci Dünya Savaşı sırasında, Paris Büyük Camisi, Yahudilere Müslüman kimlikleri vermiş ve Nazilerinden gizlemelerine yardım etmiştir.
- Kudüs, büyük tektanrılı inançların üçünün de saygı duyduğu bir şehirdir. Müslümanlar için, Kudüs ilk kıbledir ve Hz. Muhammed’in Mekke’den çıktığı Gece Yolculuğundaki (Miraç) varış noktasıydı.
- Bugün Müslüman dünyasında demokrasinin yokluğu, birçok insanın, Müslüman kültürünün demokrasiye karşı olan bir şey olup olmadığını sormalarına neden olmuştur. Bu sorunun cevabı dinden daha çok tarih ve siyasette bulunmkatadır.
- Her Müslüman, ömür boyu en az bir kez Mekke’yi ziyaret etmeye gayret eder. Bu özel ziyarete Hac denilir. Yıllık hac boyunca 2,5 milyondan fazla hacı Mekke’yi ziyaret etmektedir.
- Orijinal olarak İslamiyet’de cinsellik “günah değildir” yaklaşımı olsa da, bu yaklaşım zamanla kayboldu ve cinsiyet konusundaki tartışmalar tabu haline geldi. Bunu değiştirmek isteyen Hintli Amerikalı Müslüman aktivist Asra Nomani, “Kadınların Yatak Odası için İslami Haklar Bildirgesi” ile “kadınları keyif almaya” teşvik etti. Ayrıca, Müslüman bir kadın kahramanı konu alan “No Sex and City” adlı yeni bir roman yazdı. Her iki kitap da Müslüman kadınların cinsellik, onun kimliğindeki rolü, korkuları ve istekleri ile ilgili açık görüşlere sahip olduğunu göstermektedir.
- Ünlü Müslümanlar arasında Janet Jackson, Muhammed Ali, Shaquille O’Neal, Mara Brock Akil (“The Game” ve “Girlfriends” dizisinin yazarı / yapımcısı), Mos Def (Yasiin Bey), Mike Tyson, Kareem Abdul-Jabbar , Ice Cube, Akon ve uzaya çıkan ilk Müslüman kadın olan Anousheh Ansari bulunmaktadır.
- Kasım 2013’te Marvel, New Jersey’den 16 yaşındaki bir Pakistanlı Müslüman Amerikalı kız olan Ms. Marvel – Kamala Khan’ın Marvel’in süper kahramanlarından biri olacağını açıklamıştır. 2013 yılında Kaptan Marvel’de görücüye çıktı. Müslüman karakterin bir çizgi romanda yer alancağının açıklanması, yaygın tepkiyle karşılandı fakat Ms. Marvel’in ilk satış hacmi 2015’te en iyi grafik öykü ödülü olan Hugo Ödülü’nü kazandı.
Facebook Yorumları
Son Yorumlar