Beden Dili hakkında ilginç bilgiler

- Beden dili, insanların ve bazı hayvanların, bilinçli ya da bilinçaltı tarafından yönetilen vücut hareketleri veya yüz ifadelerini kullanan bir bilgi aktarım aracıdır. Beden dilini inceleyen bilimsel çalışma alanına “Kinesics” denir. bu çalışma alanının kurucusu olarak kabul edilen kişi Ray Birdwhistell’dir.
- Beden dilinin üç ana kullanımının olduğu görülmektedir: 1) konuşmak yerine, bilinçli olarak bedeni kullanma, 2) konuşmayı güçlendirme ve 3) bir yansıtma ya da ruh hali olarak.
- Vücut dili ile ilgili ilk modern kitap, 350 yıldan daha uzun süre önce ortaya çıktı. John Bulwer’ın “Chirologia ya da Ellerin Doğal Dili” (1644) el hareketleri üzerine yazılmış öncü bir kitaptır.
- Bir kadının daha geniş kapsamlı bir çevresel görüşü vardır, bu sayde bir erkeğin vücudunu farkettirmeden baştan aşağı bir şekilde incelemesini sağlar. Bir erkeğin çevresel görüşü daha zayıftır, bu yüzden bir erkek bir kadının vücudunu yukarı ve aşağı doğru olarak incelemektedir. Aslında erkekler kadınlardan daha fazla bakmazlar fakat, erkeğin tünel görüşü nedeniyle bakışları daha kolay yakalanabilmektedir.
- Normal, rahat bir göz kırpma hızı dakikada 6–8 keredir ve gözler saniyenin 1 / 10’u kadar kapalı kalır. Baskı altındaki insanların (örneğin, yalan söyledikleri zaman), göz kırpma oranları önemli ölçüde artmaktadır.
- Amerikalılar genellikle birbirlerinden 45-120 cm uzaklıkta duruyorlar, bu onların “kişisel alanları”. Japonlar, ancak 25 cm’lik bir kişisel alana veya daha samimi bir bölgeye sahipler. Ve kırsal kesimde yaşayan insanlar, şehirde yaşayanlardan daha büyük kişisel alanlara sahip olma eğilimindedirler. Yani birbirlerinden daha uzakta durmaktadırlar.
- Tüm yüz ifadelerinden, gülümseme en aldatıcı olanıdır. Yaklaşık 18 farklı gülüş şekli vardır, fakat sadece bir tanesi “Duchenne Gülümsemesi”, gerçek mutluluğu yansıtır.
- “Kasık Bölgesini Gösterme” baskın olarak erkeksi bir harekettir. Kişi her iki ayağını ve/veya bacaklarını birbirinden ayırarak yere sabitler. Erkekler tarafından baskınlık işareti olarak kullanılır, çünkü üreme organlarını vurgular ve bir çeşit erkeklik gösterisidir.
- Bir kişi hem bacak bacak üstüne atıyor hem de kollarını bağlıyorsa, duygusal olarak konuşmadan geri çekilir.
- Bir kadın, içgüdüsel olarak, erkeğin erkeği yansıttığından dört kat daha fazla bir kadını yansıtmaktadır. Ek olarak, kadınlar aynı zamanda erkeklerin beden dilini yansıtırken, erkekler bir kadının jestlerini ya da duruşunu resmiyet durumu olmadıkça yansıtmaya isteksizdirler.
- Altı evrensel yüz ifadesi vardır: 1) öfke, 2) iğrenme, 3) korku, 4) mutluluk, 5) üzüntü ve 6) şaşkınlık. Son zamanlarda, bazı bilim adamları hor görme ve utanç ifadelerinin de evrensel ifadeler olduğunu ileri sürmüşlerdir.
- İngiltere, Kuzey Avrupa ve Uzak Doğu’nun çoğu, günlük etkileşimlerde çok az fiziksel temasın olduğu “temassız” kültürler olarak sınıflandırılmaktadır. Karşılaştırıldığında, Orta Doğu, Latin Amerika ve Güney Avrupa’da, fiziksel dokunuşun sosyalleşmenin büyük bir parçası olduğu görülmektedir ve “yüksek temaslı kültürler” olarak kabul edilirler.
- Çalışmalar, kadınların kendilerini güldüren erkekleri ve erkeklerin, kendilerine gülen kadınları çekici bulduklarını gösteriyor.
- Bir erkeğin bakış açısına göre, bir kadının iyi bir mizah anlayışı olması, onun iyi espriler yaptığı anlamına gelmiyor; erkeğin esprilerine gülmesi anlamına geliyor.
- Orta Doğu’da, aynı cinsiyettekilerin göz teması Batı’dakinden daha fazla ve sürekli olma eğilimindedir. Bununla birlikte, birçok Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkesinde, devamlı göz teması agresif ve düşmanca olarak kabul edilir.
- Doğabilimci Charles Darwin’in 1872 de yaptığı “The Expression of the Emotions of Man and Animals” (İnsan ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi), sözel olmayan iletişim ile ilgili bilimsel çalışmalar arasında bir dönüm noktasıdır. İnsanların ve maymunların ortak bir atadan miras aldıkları benzer yüz ifadelerini kullandıklarını iddia etmiştir. 1969 yılında, İngiliz zoolog Desmond Morris ise insanların sözel olmayan iletişimini hayvansal doğalarına borçlu olduklarını iddia etmiştir.
- “Kaçmak”, bir tehdide karşı gösterilen içgüdüsel bir cevaptır. Ancak, modern dünyada, modern ihtiyaçlarımızı karşılamak için kaçmayı adapte ettik. Bilinçaltı “kaçma” eylemleri, gözlerin kapatmak, gözleri ovalamak, nesneleri kucağa yerleştirmek (örn., Bir çanta) , ayakları çıkış yönüne doğru çevirmek ve bir kişiden uzağa doğru yaslanmaktır.
- El sıkışmasından sonra, insanların elindeki kokuyu kokluyoruz. Bazı bilim adamları, insanın vücut kokularını değiştirmek için el sıkıştıklarına inanıyor. Yapılan bir çalışmada, el sıkışma ve el sıkışma olmadan yapılandırılmış farklı selamlama etkinliklerinde 271 kişi gizlice filme alındı. İnsanların sık sık kendi ellerini kokladığını ve el sıkışmasından sonra bu davranışı seçici bir şekilde artırdığı bulundu.
- Bakışı engelleme (gözleri kapamak, gözlerin açılmasını geciktirmek, uzun bir süre boyunca aşağı bakmak), çok güçlü bir şüphe, inkar etme veya anlaşmazlık göstergesidir.
- Bilinçli sakinleştirme davranışları, boyunlarımıza masaj yapmak / ya da saçlarımızla oynamak gibi çeşitli biçimler de görülür. Bazen insanlar dillerini yanaklarının veya dudaklarının içerisine sürterek sakinleşirler. Tüm bu sakinleştirici davranışlar, beynin endorfin hormonu salgılamasına yardımcı olur.
- Erkekler rahatsızlık duyduklarında, genellikle yüzlerine dokunmayı tercih ederler. Öte yandan kadınlar boyunlarına, kıyafetlerine, takılarına, kollarına ve saçlarına dokunmayı tercih etmektedirler.
- Boyuna dokunmak ve / veya masaj yapmak, strese tepki olarak kullandığımız en sık ve önemli sakinleştirici davranışlardan biridir. Spesifik olarak, kadınlar bilinçsiz bir şekilde kendi suprasternal çentiğine (Adams elması ve göğüs kemiği arasındaki boş alan: “boyun çukuru”) dokunduğunda veya kapadığında, tipik olarak sıkıntılı, tehdit edici, rahatsız edici, güvensiz veya korkulu hissediyordur.
- Boyuna dokunmak veya masaj yapmak güçlü ve evrensel bir stres giderici ve sakinleştiricidir. İlginç bir şekilde, hamile bir kadın başlangıçta elini boynuna doğru hareket ettirir ve son hareketinde karnına, fetüsünü korumaya, doğru yönlendirir.
- “Bacak temizleme” birkaç sakinleşme davranışından biridir. Bu sakinleştirici davranışta, kişi el ve avuçlarını bacakların üzerine koyar ve onları uyluklardan dizine doğru kaydırır. Aldatıcı olan kişilerde sık sık görülürken, sadece gergin olan, masum insanlar da bu hareketi yaparlar.
- Stres altındaki insanlar genellikle stres ve duygusal rahatsızlığı gideren “havalandırma eylemi” ni yaparlar. Bir erkek çoğu zaman parmaklarını gömlek yakası ile boynunun arasında sokar ve kumaşı cildinden uzaklaştırır. Kadınlar boynunu havalandırmak için saçlarını elleri yardımıyla arkasına savururlar.
- Stresli durumlarda, bazı bireyler kollarını kendisine sararak kendini kucaklar ve elleriyle kendi omuzlarına masaj yaparlar. Bu, bir annenin çocuğuna sarılma şeklini hatırlatır.
- Normalde iki kişi birbiriyle konuştuğunda, ayak parmakları birbirine bakacak şekilde dururlar. Eğer bir kişi ayaklarını hafifçe çevirirse veya bir ayağını tekrar tekrar bir yöne doğru hareket ettirirse, bu güçlü bir anlaşmazlık belirtisidir ve konuşmadan ayrılma isteğinin bir belirtisidir. Aslında, ayaklar ve bacaklar, bir kişinin gerçek niyetini ortaya çıkarmaya en çok yarayan vücut bölgeleridir.
- İnsanlar genellikle başlarını eğdiklerinde daha çekici olarak algılanırlar veya daha çekici olduklarını sanırlar.
- Bir insan dururken bile, kişinin vücudu bir hikaye anlatır.
- İnsanlar kendisini çatışma durumunda bulduğunda, ayakları ve bacaklarını dışa doğru açarlar. Bu davranış sadece daha fazla denge sağlamak için değil, aynı zamanda daha büyük bir kişisel alan belirlemek içindir.
- Bir mahkum, “hapishanede her şey duruşunuzdadır. Herşey nasıl ayakta durduğunuz ve nasıl göründüğünüz ile ilgilidir. Bir an için bile zayıf görünmemelisiniz” demiştir.
- Günlük aktiviteleri ile daha fazla alana (bölge) sahip olmaya çalışan kişiler, daha kendinden emin, daha özgüvenli ve daha yüksek sosyal statüye sahip olma eğilimindedir. Bu, tarih boyunca ve çoğu kültürde gözlemlenmiştir.
- Rahatlık seviyesindeki sosyal etkileşimler sırasında, ayaklarımız ve bacaklarımız konuştuğumuz kişiyi (aynalama veya isopraksizm olarak da bilinir) yansıtır.
- İnsanlar yan yana oturduğunda, bacak bacak üstüne attığında, üstteki bacağın yönü önemlidir. Eğer araları iyiyse, üstteki bacak diğer kişiyi doğru yönelmiştir. Bir kişi rahatsız olursa, bacakların pozisyonunu değiştirir, böylece uyluk kişiye karşı bir bariyer haline gelir.
- Gümrük memurları, gümrük beyanı yapmak için yanlarına gelen yolcular arasında, ayaklarını çıkışa doğru yönlendirenlerin, beyan etmeleri gereken bir şeyi gizleme olasılığının daha yüksek olduğunu belirtiyorlar. Yüzleri ve sözleri nazik iken ayakları aksini ortaya çıkarmaktadır.
- Bir ayak aniden sallanmaya başladığında, genellikle rahatsızlığın iyi bir göstergesidir. Bu, röportaj yapılan kişilerde, hoşuna gitmeyen bir soru sorulduğunda çok sık görülür.
- Bir kişinin yüzünü ellerinin üstüne koyarak birisine doru bakması genellikle kur yapmak için kullanılan bir davranıştır. Bu ilgi davranışı genellikle kadınlar tarafından yapılır. Diğer kişiye karşı hayranlık duyulduğunun bir belirtisidir.
- Konuşma sırasında kolların ani bir şekilde bağlanması çoğu kez rahatsızlığı gösterir. Veya takım elbise giyen birisinin aniden ceketinin düğmesini iliklemesi nahoş bir konuşma olduğunu gösterir.
- Bir koltuğa ya da kanapeye uzanmak normalde bir konfor göstergesidir. Bununla birlikte, ciddi sorunlar tartışıldığı zaman, yayılma, kişisel bölgeyi artırma veya baskın olduğunu göstermek için de kullanılmaktadır. Özellikle gençler, çevrelerine hükmetmek ve karşısındakilere sözel olmayan bir şekilde, saygı göstermediğini ifade etmek için genellikle bir kanepeye, koltuk ya da sandalyeye yayılarak oturmaktadırlar. İş görüşmesi sırasında yayılma otoriteye saygısızlık mesajı veren uygunsuz bir davranıştır.
- Birçok hayvan (örneğin kertenkeleler, kuşlar, köpekler ve primatlar) gibi insanlar da, bölgesel egemenliğini oluşturmaya çalışırken göğüslerini şişirirler. Erkekler bir kavga esnasında, gömleğinin önünü açma veya tişörtünü çıkarma gib davranışlar sergilemeketedir. Bilim adamları bu durmun kasları göstermekle mi yoksa kıyafetleri korumaya çalışmakla mı ilgili olduğu konunda emin değillerdir.
- Kısmi bir omuz silkmesi, konuşan kişinin az önce söylediği şeylere bağlı olmadığını gösterir. Daha dürüst ve gerçek bir cevap, her iki omuzun da tamamen, keskin ve eşit hareket etmesine neden olur. Sadece bir omuz yükseldiğinde, mesaj şüphelidir.
- Kolları arkadan kalçanın hemen üstünden bağlama, bazen “kral duruşu” olarak adlandırılır. Kişinin arkasında sakladığı silahlar nedeniyle “yaklaşma” anlamına gelir. Kraliyet mensupları bu duruşu insanları kendilerinden uzak tutmak için kullanırlar.
- Elleri baş parmaklar arkaya bakacak şekilde bele, iki yana koymak, hakimiyet oluşturmak için kullanılan güçlü bir kişisel alan göstergesidir. Ayrıca “sorunlar” olduğunda da kullanılır. Kadınlar, erkeklere oranla bu hareketi daha fazla kullanırlar.
- Başparmakların öne doğru olduğu ellerin bele iki yana koyulduğu durum ise daha fazla merakın ve diğerine göre daha az otoritenin bir göstergesidir.
- Genital çerçeveleme veya birisinin başparmaklarını fermuarın her iki tarafındaki ceplerin içine soktuğunda, özellikle erkekler için güçlü bir baskınlık göstergesidir.
- Her bireyin, hem kişisel hem de kültürel menşei olan “proksemik” adında bir alan ihtiyacı vardır. Bazı insanlar diğerlerinden daha fazla “kişisel” alana sahiptir ve eğer bir kişi başka bir kişinin güvenli alanına girerse, bu kişinin ikaz edilmesine neden olur. Bu ikazın tanımı ve şiddeti, içeriğe ve istilacıya bağlıdır.
- “Kapüşon etkisi”, veya elleri enseden bağlayarak kafayı ellere yaslamak insanlar arasında güçlü bir kişisel bölge görüntüsüdür. Kafanın arkasında bir birine kenetlenmiş eller rahatlık ve baskınlığın göstergesidir. Genellikle bir toplantıdaki en kıdemli kişi bu davranış şeklini gösterir.
- Bir yüzeye değen ve yayılmış olan parmak uçları, önemli bir güven ve otorite göstergesidir.
- Biriyle dostça ilişki kurmanın en iyi yollarından biri, kişinin koluna, dirsek ve omuz arasında bir yere temas etmektir (fakat kişinin kişisel ve kültürel tercihlerini değerlendirmek her zaman daha akıllıca olur).
- Şişirilmiş yanaklar ile nefes vermek, stresten kurtulmak ve kendini yatıştırmak için harika bir yoldur. Fakat insanlar zaman zaman bunu bir yanlış anlaşılma sonrasında da yaparlar.
- Parmak uçlarını göğüs hizasında birleştirme, en güçlü yüksek güven gösteren el hareketi sayılabilir. Her iki elin parmak uçları birbirine dokunur, ancak parmaklar birbirine kilitlenmez ve avuç içleri dokunmaz. Kadınlar bu hareketi daha çok göğüslerinin hemen altında, erkekler ise göğüs seviyesinde yapma eğilimindedir.
- Parmakları göğüs hizasında birbirine kenetleme ise sıkıntı veya endişe göstermenin evrensel bir yoludur.
- Baş parmaklar, vücut dilinin güçlü bir temsilcisidir. Çoğunlukla yüksek statülü bireylerde görülen, cebin dışına çıkan başparmak, yüksek güven ve kendinden emin olmanın bir göstergesidir. Örneğin, cebin içindeki başparmaklar düşük statüyü ve güveni gösterir. Otorite sahibi insanlar bu hareketten kaçınmalıdır çünkü bu hareket zayıflığı tasvir eder.
- Kör doğan çocuklar kötü haberler duyduklarında elleri ile gözlerini kaparlar.
- Gevşek veya açık el bileği bir boyun eğme belirtisidir. Hem kadınlar hem de eşcinseller bunu bilinçaltında çekici olamk veya dikkat çekmek için kullanırlar. Sigarasını elinde tutan bir kadının bileğinin iç kısmını açık bir şekilde göstermesi çok karşılaşılan bir durumdur.
- Araştırmalar yalancıların daha az jest yapma, daha az dokunma, kollarını ve bacaklarını dürüst insanlardan daha az hareket etttirme eğiliminde olduklarını göstermektedir.
- Microgesture (Üstün bir gücü veya başka bir kimsenin iradesini kabul etme veya yönetimi ona verme eylemi veya olgusu) ya da ani bir kaçma hissi, genellikle bir saniyeden daha az bir sürede görülür, ancak gerçek hislerin ifadeleridir. Genellikle, yalnızca kabul ettiğimiz şeylere aykırı olan, çok güçlü bir duyguyu gizlemeye çalıştığımız zaman ortaya çıkarlar.
- Araştırmalar, ilk bakışta hissettiğimiz herhangi bir duygunun, vücudumuzda ortaya çıkardığı nanonasniyelik tepkinin bilinçli zihnimize girdiğine ve orada yer ettiğine işaret etmektedir.
- Gerçekten mutlu hissetmediği halde gülümseyen insanlar, bir süre sonra kendilerini daha mutlu hissedebilirler.
- Gerçekten rahat ve sakin olduğumuzda, yüz kasları rahatlar ve baş en savunmasız bölgemiz olan boynu açığa çıkararak şekilde bir tarafa eğilir. Bu, tehdit hissettiğimizde taklit edilmesi veya yapılması neredeyse imkansız olan yüksek bir rahatlık görüntüsüdür.
- Şaşkınlık çok kısa olabilir, saniyenin sadece 1 / 8’i kadar, ancak gerçek zamanlı olarak olumsuz düşünceleri veya duyguları yansıtabilir. Sevmediğimiz sesleri, gürültüleri ya da müziği duyduğumuzda ya da kızgın olduğumuzda bile şaşırabiliriz.
- Araştırma, kendini beğenmiş bir “güç posizyonu” almanın, insanlara kendilerini daha güçlü hissettirdiğini ve aslında vücuttaki testosteron ve kortizol düzeylerini değiştirdiğini göstermektedir. Önemli bir toplantıdan 2-3 dakika önce “güç duruşu” uygulamak, kendinizi daha güçlü hissetmenize yardımcı olacaktır.
- Princeton Üniversitesi araştırmacıları, vücudumuzun duyguyu yüzümüzden daha iyi ifade ettiğini belirtmektedirler.
- Başparmağın yukarı kaldırılarak gösterilmesi (Beğen butonu gibi – thumbs-up), Batılılarda “iyi”, italyanlarda “bir”, Japonlarda “beş” ve Yunanlar’da “kızgınlık” ifade eder gelir. İran’da bir penisi temsil eder.
- Araştırmalar, gördüğümüz bir şeyi sevdiğimizde, gözbebeklerimizin büyüdüğünü, sevmediğimizde ise küçüldüğünü gösteriyor. Gözbebeği tepkileri, siyasette kamuoyu araştırmalarında ve piyasa araştırmalarında ise ürünlere karşı halkın tutumlarını ölçmek için kullanılmıştır. Kişilerin tutumları ne kadar olumlu olursa, gözbebekleri o kadar büyümektedir.
- İstismara uğrayan çocuklar genellikle “donakalma” tepkisi verirler. Küfür eden bir ebeveynin ya da yetişkinin varlığında, kolları yanlarında durur ve bakışlarını saklamak için göz temasından kaçınırlar. Onlar için aslında bu tepki hayatta kalma aracı olan “açıkta saklanmak” demektir.
- Araştırmacılar, mağaza hırsızlarının gözetlendiğini bildiği için, hareketlerini kısıtlayarak ve başını aşağı eğerek fiziksel varlığını gizlemeye çalışacaklarını belirtiyorlar. “Kaplumbağa etkisi” adı verilen bu tepkinin aksine normal insanlarda kollar oldukça aktif, duruş ise diktir.
- Bir kişi ile sohbet ederken, bedeninizi onunla daha uyumlu hale getirmek, konuşmalardaki gerilimi çözmeye ve daha hızlı bir şekilde çözümlere ulaşmanıza yardımcı olur.
- Kör doğan insanlar, görebilen insanlarla aynı vücut dili ifadelerini kullanmaktadırlar. Bu da beden dilinin ve hatta yüz ifadelerinin daha doğuştan itibaren var olduğunu düşündürmektedir.
- Hem erkekler hem de kadınlar, “uygun” beden diline sahip insanları daha çekici bulmaktadır. Araştırmacılar bir kişi ile sohbet ederken uygun beden dili için, gülümseyen bir yüz ifadesi, bağlanmamış açık kollar, üst üste atılmamış bacaklar ve kişinin ayakkabılarına ya da telefonuna bakmamaları gerektiğini belirtmektedir.
- Düz duran, omuzlarını dik, ayaklarının omuz genişliğinden biraz daha fazla açan ve ellerini sergileyen erkekler cinsel açıdan daha verimli görünmektedir.
- Bir kadına ve çantası ile olan ilişkisine dikkat edilmelidir. Bir kadın rahatsızlık duyuyorsa veya karşısındakini çekici bulmuyorsa, ya çantasını sıkıca kavramış bir vaziyette duracak ya da vücudunu örtmek için çantayı önüne yerleştirecektir. Bir erkek ilgisini çektiği zaman ise çantasınıı bir kenara çeker, bu kelimenin tam anlamıyla erkek ile arasında herhangi bir şey istemiyor demektir.
- Bir görüşme sırasında kolları kavuşturmak, görüşmeciye karşı soğuk ve iletişime kapalı olduğunuzu gösterir.
- Belki sahip olduğumuz en saldırgan hareketlerden biri parmak ile işaretlemektir. Dünya çapında her kültürde olumsuz çağrışımlar yapar.
- Bir araştırmacı, ortalama insanın aslında günde yaklaşık 10–11 dakika boyunca konuştuğunu bildirmiştir. Ortalama bir cümle söylemek 2,5 saniye sürmektedir. Bununla birlikte, günde yaklaşık 25.000 yüz ifadesi oluşturmaktayız.
- Bir mesajın toplam etkisinin yaklaşık % 7 sözel (sadece kelimeler), % 38 vokal (ses tonu, tonun değişmesi ve çıkardığımız diğer sesler) ve % 55 sözsüzdür.
- Tıpkı bir köpeğin, teslimiyetini göstermek için boğazını açığa çıkardığı gibi, insanlar da avuçlarını silahsız olduklarını ve bu nedenle de bir tehdit olmadığını göstermek için kullanırlar.
- İnsan kahkahalarının kökeni, bir primat uyarı sinyalidir ve ağlamakla yakından ilgilidir.
- Vücut dili okurken, bir kadının beyninin 14–16 arasında alanı aktiftir. Erkekler de ise sadece 4-6 arasında bölge aktif haldedir.
- Bir çalışmada kadınlar ve erkeklerden sessiz bir filmde anlatılanların çözülmesi istendi. Kadınlar film boyunca geçen olayların % 87’sini doğru tahmin edebilirken, erkekler ancak % 42’sini doğru tahmin edebilmiştir.
- Hemşirelik, öğretim ve oyunculuk gibi son derece duygusal işlerde erkekler neredeyse kadınlar kadar başarılıdır.
- Kafayı sallamak çoğu toplumda “evet” anlamına gelir, ancak Yunanistan, Yugoslavya, Bulgaristan ve Türkiye’nin bazı bölgelerinde “hayır” anlamına gelir.
- Kulağın elin içine alınması, tüm toplumlarda “Seni duyamıyorum” anlamına gelir fakat Hindistan’ın bazı bölümlerinde “üzgünüm” anlamına gelmektedir. Kulağı çekmek Navajo Kızılderilileri için “kalbimdesin” demektir.
- Asya’da, öpüşmek toplumsal bir selamlaşma olarak bile, kamuoyu tarafından samimi bir davranış olarak kabul edilmez.
- Asya’da, bir çocuğun başının okşanması, çocuğun ruhuna zarar verileceğine inanılmaktadır.
- Sokağa tükürmek çoğu Batılı kültürde kaba bir davranış kabul edilir. Bununla birlikte, birçok Asya ülkesinde, sokağa tükürmek, bedenin atıklarını dışarı çıkarmak anlamına geliyor ve bu nedenle, sağlıklı ve kabul edilebilir bir davranış olarak görülüyor.
- Latin Amerikalılar, Yerli Amerikalılar ve Filipinliler arasında dudak ile işaretleme, parmak ile işaretlemenin yerine kullanılmaktadır ve oldukça yaygındır.
- İtalyanlar gibi bazı kültürler, sohbet ederken daha çarpıcı ve belirgin el ve kol jestleri kullanırlar. Japonlar gibi bazı kültürler bu konuda daha çekingendir ve el, kol jestleri kaba hareketler olarak algılanır.
- “Hang Loose” işareti (başparmak ve küçük parmağınızı dışarı doğru uzatma ve diğer ortada kalan parmakları kapatma), Hawaii’de “sakin ol”, japonya‘da “altı” ve Meksika’da “içecek bir şey ister misiniz?” Anlamına gelir.
- En sık görülen yalan hareketlerinin sekizi 1) ağız elle kapatmak, 2) burun ucuna dokunmak, 3) yersiz baş sallamak, 4) gözleri ovuşturmak, 5) kulak ile oynamak, 6) boyun kaşımak, 7) yaka çekmek, ve 8) parmakları ağıza sokmaktır.
- Sözel olmayan davranış gözlemcileri, yalan söyleyenlerin genellikle bir görüşmede ayaklarını hareket ettirmeyeceklerini veya hareketi kısıtlamak için ayaklarını birbirine kenetleyeceklerini belirtmektedirler. İnsanlar yalan söylerken hem kol hem bacak hareketlerini kısıtlama eğilimindedir.
- Rodin’in “Düşünen Adamı” düşünceli ve değerlendiren bir tavrı gösterir, ancak vücut duruşu ve başı destekleyici eli ise keyifsiz ve kederli bir insanı tasvir eder.
- Yaşlı insanlar daha ciddi olurlar. Bir yetişkin günde ortalama 15 kez gülmektedir. Bir okul öncesi çocuğu ise ortalama 400 kez gülmektedir.
- İnsanlar gözünün beyazı (sklera) olan tek primatlardır. Bilim adamları gözün beyazının evrimleştiğine inanmaktadırlar. Gözün beyazı insanların başkalarının nereye baktıklarını görebilmesini sağlamaktadır. Evrimleşmenin sebebi ise insanların sahip olduğu yön duygusudur. Çünkü yön duygusal durumlarla doğrudan bağlantılıdır.
- Göz kapaklarını hafifçe aralayarak bakma ve aynı anda dudakları hafifçe birbirinden ayırma, kadınlarda cinsel itaatkarlığı göstermek için yüzyıllardır kullanılan bir beden dili kümesidir. Bu aynı zamanda birçok kadının orgazm olmadan hemen önce yüzlerinde beliren ifadedir.
- Popüler inancın aksine, çoğu yalancı, kurbanlarıyla yani inandırmak istedikleri kişi ile güçlü bir göz teması sürdürmektedir.
- Otizm hastaları, tipik bir beden dili sergileyemeyebilir ve söyledikleriyle beden dili uyuşmayabilir. Ayrıca, başkalarının vücut dilini deşifre etme becerisine sahip olmayabilirler.
Facebook Yorumları
1 Response
[…] beden dili okumakta erkeklere göre daha […]